Herhangi bir ürün için olduğu gibi, perde ve sistemleri için de doğal olarak ilk etken satış yapmaktır. Ticaretin temel mantığı; içerisinde bir yarı mamülü işleyip nihai ürün haline getirip, satışı sağlamak ve arada oluşturduğu katma değerin kazanç bedeline sahip olmaktır.
Bu operasyon perde üreticileri için aynı olduğu gibi, esasen mahallelerde bolca bulunan Türkiye’nin ucuz ürün satan perakende marketlerinden su alıp, trafik ışıklarında su satanlarda temel mantıkta aynıdır.
Yani bu tarz bir işlem ticaretin belki de ilk T harfidir. Ancak son T sine giderken çok kat edilmesi gereken yol vardır. Sektör tamamen üreticiler tarafından tezgah üzerinde çalışan satış ustasının inisiyatifine bırakılmış olmasının esasen o usta dahil herkese çok büyük bir hüsranı her dakika üretmektedir.
Tezgahtaki usta pazarlamayı, ölçüyü, satışı ve hatta bazen dikişi ya da montajı da yaptığı için o ustanın kendini geliştirmeye, yenilikleri takip etmeye ön görmeye veyahut hazırlık yapmaya pek vakti yoktur. Değişen ise yurt dışında trend olmuş mağaza sahibinin fuarda dolaşırken keşfetmiş olduğu yeni kumaşlar ve hazır sistemlerdir. Tezgahtaki usta da garibim önüne ilk geleni, tedarikçiden gelirken en az sorun yaşadığını beşeri ilişkilerde usta ile en başarılı sinerjiyi oluşturanın kartelasını açar ve pazarlar.
Aslında tüm sektör için, hem sektörün gelişiminden ötürü hem de kalitenin ayrıştırıcı özelliğinden ötürü zarardır. Zarar bugün a firması için geçerli iken, usta ile beşeri münasebetini yarın daha da geliştirecek olan b firması kendi kartelasını sattıracaktır. Yani ürünler esasen beşeri münasebetler evsafında usta ve ürünün pazarlamacısının kişisel yetileri ve aralarındaki samimiyet düsturunda ilerlemektedir. Tezgahtaki usta veya ürünün pazarlamacılarından birinin mağaza veya şirket ile yollarını ayırdığında kısa vadedeki kazanç, uzun vadede oluşumunu tamamlamadan son bulacaktır. Tabir-i caizse bir ölü doğum aslında sektör içerisinde varyant dönemlerde sürekli olarak devam etmektedir.
Peki bu durumu nasıl aşarız?
Sevgili dostlar, değerli büyükler belirtmek isterim ki; TİCARET MUKADDESTİR! Ticaret erbabı herhangi bir konu üzerinde dikkatsiz veya ilgisizce kendini inove etmeden sürdürülebilir bir başarı sağlaması beklenilemez. Esasen bu bekleyiş içerisine bile girilemez! Tabii burada esas olan durum, bir sürdürülebilir kalite ve insanlığın ilk doğasal uygulaması ile çok rahat çözülebilir.
Şöyle bir insan oluşumuna dönersek, insanın fiziki oluşum süreci ve doğum akabinde dünya ile ilk tanışmasında karşılaştığı ilk konuyu ele alalım, 2016 sonu onaylanmış istatistik ile 7.442.000.000 kişi yaşamaktadır. Bu kadar insanın birbirinden ayıran en temel özellik adı ve soyadıdır. İsimlendirilmesi akabinde ayırt edici diğer özellikte rengi, yüz yapısı, vücut yapısı, gözleri, saç rengi ve şekli, konuştuğu dil, konuştuğu üslup, vücut dil kullanımı, diğer insanlar ile olan davranış şekilleri, yaşadığı ortam, bağlı bulunduğu zümre ve karakterini oluşturan yegane özelliklerdir.
Dönelim Marka’ya; ürünü oluşturduk. Sistemi kurduk. Bizi diğer binlerce aynı veya farklı konu üzerinde faaliyet gösteren firmalardan ayıracak olan nedir? Neden tüketici A ürününü veya markasını değil de B yi tercih etsin? Dünya var olduğu sürece olmak zorunda olunan rekabet olgusu nasıl devreye girecek? İnsanlar nasıl ayırım yapacak?
Bu soruların tamamının cevabı marka olabilmek. Ürünü isimlendirmek, ürünün üretim tarzını, çizgileri, üretim hızını, sevkiyat hızını, nihai ürüne dönüşürken stabil süreç işlemini, dayanıklılığı, renklerini, ek fayda sağlayacak olgularını, temsil ettiği düşünce, tasarım, moda oluşumlarının tamamlanması, tüketimden sonraki süreçte, tüketicinin yanında oluşunu ve bir çok etkeni bir araya getirebilmektir.
Tüm bu özellikleri oluşturduğunuzda ve markanızın kitlelere tanıtımlarına başladığınızda ki günümüzde bunun kitlesel ve bireysel iletişimi için eskiden el parmağını geçemeyecek sayıda mecra varken, şimdi sonu, sayısı gelmeyen mecralar ile yukarıda bahsettiğimiz karakteristik özellikleri anlatarak, diğerlerinden olan farklarınızın ortaya çıkması ve sürdürülebilir bir hatırlanırlık ile yer etmesi sizin kişilerin inisiyatiflerine bağlı olarak ticaret yapmanızın önüne geçer.
Ürününüz belirli bir dönem çok satıp, sonrasında rakam grafiklerinizin düşüşüne şahit olmanızı ve popülerliğinizin eksilmeye başladığına şahit olmanıza karşı çıkar. Marka esasen menkul bir değer, işletme için bir sigortadır. Marka bir kişiliktir. Marka içerisinde oyuncular değişse bile çizgisini sürdürebilen bir bireydir. Evet marka kendi pazarlamasını yapan, yönlendirmeniz sonucu ilerleyen maaşsız bir personeldir. Üstelik ilk günden beri üzerine koyarak ilerleyen bir bina yapısı gibi sapa sağlam duran adete bir kale misali varlığını tüm heybeti ile ortaya koyan, sizi ve sonrasındaki devrettiğiniz nesillere süren bir koruyucu kalkandır. Hem de sizin ilk günden belirlemiş olduğunuz kılavuz çizgiler ile ilerleyen bir yapıdır.
Marka olmaya başladığınızda, tüketici sizi artık isminizle arayacak ve ısrarlı bir istem ile sizin daha önceden ortaya koyduğunuz karakteriniz ile duymuş olduğu kalitenizden faydalanmak için çaba gösterecektir. Adete bir fenomeniniz gibi sizinle bir fotoğraf çektirmek için uğraşacaktır belki de! Gündelik yaşamdan bir metafor oluşturursak; sokakta kişiyi tanımayanların, Pişşşşt baksana, Abi, Abla, Birader, Kardeş, Şişşşşt sen esmer, hoop sana sesleniyorum gibi çağırmasına karşın, Berkcan Bey, Sudenaz hanım, Engin abi, Hasan amca, Nejla teyze diyerek seslenmesi size olan bağlılığın ve tanınmışlığın sağladığı o büyük faydanın göstergesidir.
Dolayısıyla marka sizi bildiren, anlatan, sürdürülebilir ve artarak ilerleyen bir satış grafiği oluşturan, işletmenize kimlik ve karakter kazandıran bunu da hatırlanabilir bir pazarlama süreci haline getiren, kişilerin üzerinden inisiyatifler ile başarı odaklanmalarının aksine, genel olarak markanın başarı sağladığı bir yapıdır.
Markalaşmış, global oyuncuların sürdürülebilir başarısını gören ve ticaretin mukaddes olduğunu kavrayan, değer yaratan tüm ticaret erbablarına saygı ile… Önümüzdeki ay markalaşma yazı dizisinde görüşmek üzere. Türkiye’nin sloganı ile sonlandırmak isterim;
İçindeki Potansiyeli keşfet!