Pazarlamacılık söz konusu olduğunda hep şöyle düşünmüşümdür:
Reddedilmenin çok muhtemel olduğu, dolayısı ile olumlu düşünme yeteneğinin bu kadar hayati bir önem taşıdığı başka bir meslek yoktur!.. Çok geniş bir konudur ama şimdi tam burada kestirmeden bir noktaya gelebiliriz…
İyi bir pazarlamacı, öncelikle herhangi birine satış yapmaz!
Doğru kişiye, doğru zamanda doğru ürünü önerir!..
Bu konudaki en önemli kriterlerden biri de şu:
Satış ve pazarlamada kendi değerleriniz ve yeteneklerinizle ayakta kalır, kazanır ve kazandırırsınız!
Aksi durum tuş oldunuz demektir!..
Burada yeri gelmişken iki pazarlamacının konuşmalarına da bir kulak verelim:
***
İki pazarlamacı arkadaş buluşurlar…
Biri, diğerinin çok mutlu görünmesini merak eder ve bunun nedenini sorar:
“Çok kısa süre önce aldığım bir fil sayesinde!” der arkadaşı…
“O kadar iyi ki, bu fil tüm ev işlerini hallediyor. Yemek yapıyor, bulaşıkları yıkıyor, ortalığı düzenliyor, yerleri süpürüyor, çamaşırları yıkıyor ve ütülüyor! Çocukları okula götürüyor, üstüne üstlük bir de geceleri bekçilik yapıyor!”
İkinci pazarlamacı dayanamayarak, “yeter artık, şaka yapıyorsun değil mi?” der.
Birinci pazarlamacı, “Hayır” diyerek devam eder:
“O kadar huzurluyum ki! Bu fili aldığımdan beri sosyal hayatım düzene girdi!. Üzerimden kalkan stres nedeniyle eşim de çok mutlu… Yani kısacası bu muhteşem filin varlığı, bu güne kadar başıma gelen en harika şey!..”
İkinci pazarlamacı, artık ikna olmuştur ve bir fil de kendisine almaya karar vermiştir.
Birinci pazarlamacı, bu fillerin satılık olmadığını, neyse ki şansına bir tane alması için yardımcı olabileceğini söyler!..
İkinci pazarlamacı ise, artık fili daha da çok istemektedir ve hemen filini satması için arkadaşına teklif yapar…
Birinci pazarlamacı bu teklifle hiç ilgilenmiyor gibi gözükür…
Fakat uzun bir pazarlık sürecinden sonra, fili isteksiz bir şekilde çok büyük bir meblağ karşılığında satmayı kabul eder!..
Aradan geçen kısa bir süre sonra, iki pazarlamacı arkadaş bir şekilde tekrar karşılaşırlar…
Ancak fili satın alanın mutsuzluğu, yorgunluğu, bıkkınlığı yüzünden okunmaktadır…
Fili satanın; bunun sebebini sorması üzerine konuşur:
“File ne olduğunu bilmiyorum! Kötü giden bir şeyler var. Fil hiçbir şey yapmıyor! Bütün gün yiyor, pisliyor ve yatıyor! Evi dağıtıyor! Karım filin pisliklerini temizlemekten hasta oldu. Fil yüzünden her gün karımla kavga ediyoruz! Çocuklar ders çalışmayı bıraktılar.Çok mutsuzum, yorgunum ve çalışamıyorum!”
Fili satan pazarlamacı sonunda dayanamaz ve araya girer:
“Dostum; file ne oldu bilemem ama şunu söylemeliyim ki; bu yaklaşımla fili asla kimseye satamazsın!..”