Filiz Boylu Acemi Bir Kabak!
Bu yazımızda; çukura düşen bir adam öncelik alıyor…
Öte yanda, tecrübe acemisi ve kanatları yeni filizlenmiş kasıntı bir kabak var!..
Ama bir diğer tarafta da, çok donanımlı ve bilge bir kavak ağacı vakur duruşu ile dikkat çekiyor!..
+++
Adamın biri ıssız bir caddede dalgın dalgın giderken birdenbire bir çukura yuvarlandı. Uğraşıp, didinip çıkamayınca da, “İmdat!” diye bağırmaya başladı.
Tam o sırada da çukurun yanından bir doktor geçiyordu. İmdat sesini duyunca, hemen cebinden reçete bloknotunu çıkarıp hızla bir reçete yazdı ve bunu aşağıya adama doğru atarak çekip gitti!
Bu arada imdat çığlıklarına devam eden adamın bulunduğu yere, yaşlı bir adam geldi. Çukurdaki adamın durumunu görünce, çukura doğru bir dua okudu ve arkasından o da yürüyüp gitti…
Derken bu arada beklenmedik bir şey oldu ve çukurun başına aşağıdaki adamın bir arkadaşı geldi:
“Hey dostum!” diye bağırdı çukurun içindeki adam: “Benim yahu! Dışarı çıkmama yardım et lütfen!”
Bunun üzerine arkadaşı beklenmedik bir şey yaptı ve hemen çukura atladı!
“Sen deli misin!” diye çıkıştı imdat isteyen adam. “Şimdi ikimiz de çukurdayız!”
“Doğru!” dedi arkadaşı. “İkimiz de çukurdayız! Ama ben bu çukura daha evvel de düşmüştüm ve nasıl çıkılacağını biliyorum!”
Düşenin dostu olmaz derlerse de, pek kulak asmayın…
Eğer sıkı dostluklarınız ve yürekli dostlarınız varsa; asla bir çukurda yalnız kalmazsınız!
Bir de güzelleme yapalım: Gerçek dostlar yıldızlara benzer, karanlık çökünce ilk onlar görünür!..
+++
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe de bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış.
Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş.
Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
“Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?”
“On yılda!” demiş kavak.
“On yıl mı” diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
“Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim, bak!”
“Doğru” demiş kavak gülerek…
Derken günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak üşümeye sonra da yapraklarını dökmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış!
Sormuş endişeyle kavağa:
“Neler oluyor bana ağaç?”
“Ölüyorsun! demiş kavak…
“İyi ama niçin?”
“Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için!”
Bu açıdan baktığınızda tecrübe her durumda aklın hocası, düşüncenin de güvenilir rehberidir!
Ama unutmayın her şeyi kaybetseniz bile, tecrübeleriniz size kalacaktır!..