Perde, yaşadığımız mekanlarda kullandığımız en güzel aksesuar…
Günümüzün genç ve başarılı ressamlarından Nina Selvin Mutlu, Perdenin zerafetinden çok etkilendiğini söylüyor .
Selvin Mutlu, Evimizin ve isyerlerimizin görünümünü dış mekanlardan koruyan perdeler, son yıllarda tasarımlarıyla muhteşem görüntüleriyle ön plana çıkmışlardır. Perdelerin renk, desen, uyum ve duruşlarından etkilenmemek mümkün değil. Ben bir yağlı boya resim sanatçısı olarak bu zarafetten çok etkileniyorum ve zaman zaman bun fırçamla tablolarıma yansıtıyorum diyor.
Başarılı sanatçımızı yeniden Perde dergisine konuk ettik.
– Selvin hanım perde size ne ifade ediyor? Tablolarınıza bunu nasıl yansıtıyor sunuz?
– Perde bende özel yaşam alanını mahremiyeti ve konforu ifade ediyor. Yaşam alanlarımızı tamamlayan ve şık görünmesini sağladığını düşünüyorum.
– Perde ile ilgili yaptığınız yağlı boya tablolar sayı olarak kaç tane?
– Perde ile ilgili derken perde kumaşının drapelerinden her zaman etkilendim. Birçok tablomda bu drape ve degradelerinden esinlenmişimdir.Direk olarak perde temalı 2 tablom var. Bu tablolarımda perdeyi farklı ifade ettim.
– Resim cizerken etkilendiginiz başka objeler var mı?
– Resim çizerken etkilendiğim objelerin dışında yırtıcı addedilen canlıları resmetmeyi seviyorum. Adeta yaparken hissederek yapıyorum diyebilirim.
– Düşüncelerinizi çok güzel ifade ettiniz. Bu da sizin çok mücadeleci biri olduğunuzu gosteriyor. Başarı için çok mücadele etmenin önemli ve şart olduğunu ifade ediyorsunuz yanılıyor mumuyume
– Elbette öyle. Hayatım boyunca başarılı olmak için çok mücadele ettim. Sanirim bunun yararinida gördüm.
– Atölyenize girip fircanızı elinize aldığınızda en çok neyi resmetmeyi istiyorsunuz?
– Atölyemde bazen düşündüğüm hayal ettiğimin dışına çıktığımı fark ediyorum. Boya firca tual birleşince ciddende o an da gelişmeler bazen kontrolsüzce tuale aktarılıyor sanırım. Bu da mevcudun dışındaki yaşamında varlığını bana hissetiriyor.
– Manzara ve portre çalışmalarınız var mı?
– Elbette var. Portre çalışmayı çok seviyorum. Özellikle de birçok canlı renklerle portre yaparken kendimi durduramıyorum.
– Örnek aldığınız Dünya çapında bir ressam var mı?
– Tabi ki var. Jacoba Tintoretto. İtalyan asıllı Venedik rönesansı ekolüne bağlı ve mariyerist resim akımına dahil bir ressamdır. Maniyerizmi kendime çok yakın hissetmem ve hatta farkında olmadan resmetmem akımı içimde hissettiğimin kanıtı olsa gerek. Maniyerizmde olması gereken ölçülerin yerine deformansa uğramış figürler abartılı ve orantısız insan figürleri vardır. Yaptığım tablolarda bunlar yansıyor.
– Türkiye’de ressamlar gereken ilgiyi görebiliyor mu? Dünya ülkeleri ile kıyaslarsak durum size göre nasıl?
– Maalesef sadece resim alanında değil diğer sanat alanlarında gösterilen ilgi açısından Dünya ülkeleri ölçülerinde değiliz. Bunu üzülerek belirtmek zorundayım. Tüm sanat alanlarında ve sanatçıya gereken ilgiyi göstermeli ve onları daha çok konuşmalıyız. Bir sanatçı kolay yetişmiyor. Ortaya çıkan çok güzel eserler var. Ve verilen büyük bir emek var. Bunların görülmesi beğenilmesi ve alınması bir sanatçıyı daha çok motive edecektir. Özellikle resim ve tabloların hediyelik eşya bakış açısından çıkmadığı sürece bu ilerleme çok zor görünüyor. Birçok yetenekli sanatçıyı görmezlikten gelip onların kaybolmasına neden olmamak gerek. Sanatçı ilgi ister. Sanatçılar yaptıklarıyla ülkelerine katkı sağlar. Bunun için sanata ve sanatçıya gereken önemi göstermeliyiz. Bir ülkenin tanıtılmasında en büyük rol ve yatırım sanat ve spor alanlarıdır. Bunu hiç unutmamalıyız.
Röportaj
Okan Aytar
Nina Selvin Mutlu kimdir?
Nina Selvin mutlu 1976 yılında Almanya da doğdu. 1994 yılından beri İstanbul da yaşıyor. Mütevazı bir evde büyüdü. Ablası ile iki kız kardeş olarak mutlu çocukluk yılları yaşadı. İlk orta ve lise yıllarında el sanatları ve resim sanatına karşı büyük ilgi duydu. Lise yıllarında matematik bölümünde okurken öğleden sonra okul bitiminde okulun resim atölyesine gidip kapanana kadar resim yaparak zaman geçirdi. Resim yaparken apayrı bir dünyada huzuru yaşadı.